Türkiye’nin Kıbrıs Türk toplumu seçimlerine müdahalesi

Türkiye’nin Kıbrıs Türk toplumu seçimlerine müdahalesi

Türkiye yıllardır Kıbrıs Türk toplumunun iç işlerine müdahale ediyor. Son zamanlarda müdahalenin dozajını artıran Türkiye, 11 Ekim 2020’de Kıbrıs Türk toplumu tarafından yapılan seçimlere benzeri görülmemiş bir müdahalede bulunmuştur. Bir yandan, BM parametreleri çerçevesinde, iki toplumlu, iki bölgeli bir federasyon temelinde Kıbrıs sorununun çözümüne karşı çıkan bir politikacının adaylığını açıkça desteklerken diğer yandan, Kıbrıs Türk lideri Mustafa Akıncı’nın adaylığına düşmanca bir tavır sergilemiştir.

Örneğin, Türkiye’nin ‘seçilmiş’ adayını desteklemek için attığı adımlardan biri   Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 550 (1984) ve 789 (1992) sayılı kararlarını görmezden gelerek Maraş sahil şeridini açmak olmuştur.

Kıbrıslı Türklerin AB vatandaşı oldukları gerçeği ışığında:

  1. Komisyon, Kıbrıs Türk toplumunun içişlerine artan Türkiye müdahalesini önlemek için nasıl bir önlem almayı planladığını söyleyebilir mi?
  2. Komisyon AB üyeliğine aday olan Türkiye’ye, Birleşmiş Milletler Maraş kararlarına uyması için nasıl bir baskı uygulayacaktır?

Yanıt

4 Ocak 2021

Yüksek Temsilci/Başkan Yardımcısı ve Uyum ve Reform Komiseri’nin Kıbrıs Türk toplumundaki seçim süreciyle ilgili ortak bildirilerinde belirttiği gibi[1], AB’nin Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi, kapsamlı bir çözüme ulaşılması ve yapıcı bir angajman oluşturmak için aktif bir rol oynamaya hazır olduğunu vurgulamaktadır.

AB, Birleşmiş Milletler (BM) himayesi altında müzakerelerin yeniden başlamasını desteklemekte ve Kıbrıs Sorununun kapsamlı bir çözümüne, BM çerçevesi dahilinde iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyona dayalı ve  550 (1984) ve 789 (1992) sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararları dahil olmak üzere ilgili BM Güvenlik Konseyi (SC) Kararları uyarınca ve AB’nin kuruluş ilkeleri doğrultusunda adanın yeniden birleşmesine olan bağlılığını sürdürmektedir.

Doğu Akdeniz’de istikrarlı ve  güvenli bir ortam, bölgedeki taraflar arasında iki taraflı ve çok taraflı olarak işbirliğine dayalı, karşılıklı fayda sağlayan ilişkilerin geliştirilmesi, AB’nin stratejik çıkarları içerisindedir.

Bu bağlamda AB, 6 Ekim 2020 tarihinde Ankara’da yapılan açıklamanın ardından, Maraş’ın kapalı bir kısmının 8 Ekim 2020 tarihinden itibaren ‘açılma’ kararından duyduğu büyük endişeyi dile getirmiştir[2].


[1] https://eeas.europa.eu/headquarters/headquarters-homepage/87234/cyprus-joint-statement-high-representative-borrell-and-commissioner-ferreira-electoral-process_en

[2]https://www.consilium.europa.eu/en/press/press-releases/2020/10/13/cyprus-declaration-by-the-high-representative-on-behalf-of-the-european-union-on-the-developments-around-varosha/