Türkiye ve yasal alt yönetimi tarafından Mağusa ile ilgili kışkırtıcı eylem
Türkiye’nin işgal altındaki Kıbrıs’taki yasal yönetimi, kapalı Maraş şehrini kendi “idaresi” altına almaya ve sömürgeleştirmeye çalışıyor.
Bu eylemler, şehirle ilgili olarak alınan Birleşmiş Milletler kararlarına aykırıdır.
Maraş’ın BM yönetimi altında yasal sakinlerine geri iadesi, 550 (1984) ve 789 (1992) sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararları tarafından öngörülmüş ve 17 Temmuz 2008 tarihli Dilekçeler Komitesi Raporu, 14 Şubat 2012 tarihli Avrupa Parlamentosu Deklarasyonu ve ayrıca, Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Spyros Kyprianou ve Kıbrıslı Türk lider Rauf Denktaş tarafından imzalanan 1979 Doruk Anlaşması, kentin yasal sakinlerine geri dönmesine açıkça atıfta bulunmaktadır.
Yukarıdakiler ışığında, Komisyon şunları açıklayacak mı:
1. Müzakerelerin yeniden başlaması için çaba sarf edilen bir dönemde Türkiye ve işgalci rejim tarafından yürütülen provokatif eylemlerin farkında mı?
2. Mağusa ile ilgili bu hukuksuz iddialara yanıt olarak ne gibi adımlar atmayı planlıyor?
Avrupa Komisyonu’nun cevabı
Komisyon, Sayın Üyeler tarafından gündeme getirilen konunun farkındadır.
Avrupa Birliği Maraş’ın statüsü konusunda, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi Kararı 550 (1984) ve diğer ilgili Güvenlik Konseyi Kararları tarafından yönlendirilmeye devam edecektir.
Avrupa Birliği, Kıbrıs sorununun kapsamlı bir çözüme kavuşması için müzakerelerin yeniden başlatılmasına yardımcı olan koşulları yaratmak amacıyla taraflarla birlikte çalışmak için BM öncülüğündeki çabaları desteklemeye de tam anlamı ile kararlıdır.
Bu bağlamda, Avrupa Birliği, iki Kıbrıslı lider ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından yapılan çalışmaları tam olarak destekliyor ve sonraki adımlar üzerinde anlaşmak için çok önemli bir fırsat olarak gördüğü önümüzdeki toplantıları dört gözle bekliyor.
AB, en son 15 Temmuz 2019 tarihli Konsey[i] sonuçlarında olmak üzere, Türkiye’nin ilgili BM Güvenlik Konseyi Kararları uyarınca BM çerçevesi dahilinde ve Avrupa Birliği’nin kuruluş ilkeleri ve müktesebatı ile uyumlu, dış koşulları de dahil olmak üzere böyle bir çözümü taahhüt etmesinin ve katkıda bulunmasının hayati önemini sürdürdüğünü defalarca vurgulamıştır. İki toplumlu ve iki bölgeli bir federasyona dayalı, Avrupa Birliği içinde birleşik bir Kıbrıs’ta adanın yeniden birleşmesini amaçlayan esaslı çözüm görüşmelerine devam edilmesi acildir.
Demetris Papadakis (S&D) , Lefteris Christoforou (PPE) , Loucas Fourlas (PPE) , Costas Mavrides (S&D) , Giorgos Georgiou (GUE/NGL) , Niyazi Kızılyürek (GUE/NGL) tarafından Komisyona verilen soru önergesidir.
[i] https://www.consilium.europa.eu/en/press/press-releases/2019/07/15/turkish-drilling-activities-in-the-eastern-mediterranean-council-adopts-conclusions/