Ayasofya’yı camiye çevirme niyeti

Ayasofya’yı camiye çevirme niyeti

Ayasofya, UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer almasının yanı sıra tüm insanlık için büyük önem taşıyan bir eserdir.

1934’te Mustafa Kemal Ayasofya’yı müzeye dönüştürdü. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakın zamana kadar böyle bir değişikliğe karşı olduğunu ifade etmesine rağmen, burayı camiye dönüştürme çabalarına öncülük ediyor. 2 Temmuz’da, Türk Danıştayı, Ayasofya’nın müze haline gelmesine izin veren 1934 Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptal edilmesi talebini görüşecektir.

UNESCO’nun 1981 yılında yürürlüğe giren ve Türkiye tarafından da imzalanan Dünya Mirası alanlarını ve bölgelerini koruma Antlaşması, bu tür değişikliklerin UNESCO’nun rızası olmadan yapılmasına izin vermez.

Ayasofya’yı müzeden camiye dönüştürme girişimi zincirleme bir reaksiyona neden olacak ve kesinlikle bölgeyi daha da istikrarsızlaştıracak gerginliklere ve çatışmalara yol açacaktır.

Avrupa Parlamentosu, Avrupa Komisyonu’nun 2018 Türkiye raporuna ilişkin kararında Aya Sofya’nın camiye dönüştürülme girişimlerine karşı olduğunu açıkladı[i].

Komisyon, Türkiye’nin planlarını engellemek ve Aya Sofya’yı müze olarak, tarihi ve dini önemini korumak için hangi girişimleri üstlenmeyi planladığını açıklayabilir mi?

Avrupa Komisyonu’nun cevabı

Yüksek Temsilci / Başkan Yardımcısı (Borrell)[ii]’nın altını çizdiği gibi, Ayasofya’nın güçlü bir sembolik, tarihi ve evrensel değeri vardır. Türkiye köklü bir kültürel koruma geleneğinin yanı sıra tanınmış bir entelektüel ve kültürel açıklık geleneği geliştirmiştir.

Türk Danıştayının Türkiye’nin en önemli kararlarından birini bozma kararı ve Türkiye Cumhurbaşkanı’nın eseri Diyanet İşleri Başkanlığı’na bırakma kararı üzücüdür.

Medeniyetler İttifakı’nın kurucu bir üyesi olarak Türkiye, dinler arası ve kültürler arası diyaloğu geliştirmeyi, hoşgörüyü ve bir arada yaşamı teşvik etmeyi taahhüt etmiştir.

Komisyon, son yıllık raporunda[iii] da dahil olmak üzere, Türkiye’nin uluslararası hukuka ve iyi komşuluk ilişkilerine saygı göstermesi ve tüm AB Üye Devletleri ile ilişkilerini normalleştirmesi gerektiği de dahil olmak üzere pek çok kez vurguladı. AB ayrıca Türkiye’yi, iyi komşuluk ilişkilerine zarar verecek herhangi bir sürtüşme veya eylemden kaçınmaya da defalarca çağırdı.

Komisyon, durumu izlemeye ve bu endişeleri Türk makamlarıyla ikili temaslarında ele almaya devam edecektir.


[i] 13 Mart 2019 tarihli Avrupa Parlamentosu’nun 2018 Türkiye Komisyon Raporu üzerine kararı

[ii] https://eeas.europa.eu/headquarters/headquarters-homepage_en/82728/Turkey:%20Statement%20by%20the%20High%20Representative/Vice-President%20Josep%20Borrell%20on%20the%20decision%20regarding%20Hagia%20Sophia

[iii] https://ec.europa.eu/neighbourhood-enlargement/sites/near/files/20190529-turkey-report.pdf