Moskova, Kiev, Ankara, Atina, Lefkoşa

Moskova, Kiev, Ankara, Atina, Lefkoşa

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı bütün dünyada olduğu gibi bizim coğrafyamızda da gündemin başında yer alıyor.

Fakat konu bizim mahallede biraz farklı konuşuluyor.

Kıbrıslı Rumlar, Putin’in Ukrayna savaşını Türkiye’nin Kıbrıs savaşıyla karşılaştırıyorlar ve Avrupa Birliği’nden Rusya’ya yaptığı gibi Türkiye’ye de yaptırım uygulamasını talep ediyorlar. 

Kıbrıslı Türk ve Türkiye kamuoyunda ise Türkiye’nin garantör ülke olmasının önemi vurgulanıyor ve Türkiye’nin garantörlüğünün Kıbrıslı Türkleri “koruduğu” ileri sürülüyor. “Ukrayna’nın Türkiye gibi bir garantörü olmadığı için felaket yaşadığı” söyleniyor. 

Kanımca, bu seçici okumaların dışına çıkarsak gerçeğe daha yakın ve daha enteresan benzerlikler veya paralellikler saptamamız mümkündür.

****

Önce Atina-Lefkoşa hattında Moskova ve Kiev ile ne gibi benzerliklerin olduğuna bakalım.

Burada benim dikkatimi çeken ilk şey, Yunan Cuntasının Kıbrıs’a bakışı ile Putin’in Ukrayna’ya bakışı arasındaki benzerliklerdir.

Putin, Ukrayna diye ayrı bir ulusun ve devletin varlığını kabul etmiyor ve Ukrayna’nın “Rus olduğunu” ileri sürüyor.

Yunan Cuntası da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ayrı bir devlet olduğunu kabul etmiyordu ve Kıbrıs’ı “Helenizm’in organik bir parçası” sayıyordu.

Moskova, Kiev’de yönetimi elinde tutanların “milli Rus bilincinden” kopmuş kimseler olduğunu ileri sürüyor ve onları “Neonazilerle işbirliği yapan düşmanlar” olarak görüyor.

Dimitris İoannidis Cuntası da Makarios hükümetinin “Helenizm’den uzaklaştığını ve komünistlerle işbirliği yaptığını” ileri sürüyordu ve Kıbrıslı Rumların büyük çoğunluğunu “düşman” olarak görüyordu.

Rusya, Ukrayna hükümetini devirmek için Ukrayna’yı işgal ediyor.

Yunan Cuntası da Makarios’u devirmek için, Makarios’un “işgal” olarak adlandırdığı 15 Temmuz darbesini yapmıştı.

Ankara-Moskova hattında ise bazı benzerlikler şöyle sıralanabilir:

Putin’in Ukrayna savaşının bir gerekçesi de Ukrayna’da yaşayan Rusların baskı gördükleridir.

Türkiye de Kıbrıs’ta “yaşayan soydaşlarını korumak için” müdahale ettiğini ileri sürüyor.

Rusya, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü çiğneyerek iki ayrı bölgede, Donetsk ve Luhansk’ta sözde bağımsız devletler ilan etti.

Türkiye de Kıbrıs’ın toprak bütünlüğünü çiğneyerek KKTC’yi kurdu.

Ankara- Moskova hattında bir benzerlik daha görüyoruz: Rusya, Batı yanlısı Ukraynalı siyasetçilere karşı mücadele ediyor ve Rusya yanlılarını destekliyor.

Türkiye de AB ve Federal devlet yanlısı Kıbrıslı Türklere karşı mücadele ediyor ve Türkiye taraftarlarını destekliyor.

Lefkoşa-Kiev hattındaki benzerliklere bakacak olursak şu saptamaları yapabiliriz: Makarios hükümeti Kıbrıslı Türklerin haklarına saygı göstermiyordu, tıpkı Ukrayna hükümetlerinin ülkede yaşayan Rus nüfusun haklarına saygı göstermediği gibi.

Bir diğer benzerlik de, bu hak ihlallerinden hareketle hem Kıbrıslı Türklerin hem de Ukraynalı Rusların ayrılıkçı siyasetler gütmeleridir.

Kısacası, benzerlikleri ve paralellikleri üç kelimede özetleyebiliriz:

Milliyetçilik …… Milliyetçilik …… Milliyetçilik,

Yani, yayılmacı milliyetçilik, ayrılıkçı milliyetçilik ve baskıcı milliyetçilik…

Kaynak: Moskova, Kiev, Ankara, Atina, Lefkoşa  – Niyazi Kızılyürek