Avrupa Birliği Kıbrıs Türk toplumunda ifade özgürlüğünün ve medya çoğulculuğunun baltalanma girişimlerini endişe ile izlemektedir!
Avrupa Parlamentosu Üyesi Niyazi Kızılyürek’in 25 Şubat ve 2 Mart 2022 tarihinde Avrupa Komisyonu’na sunduğu iki soru önergesine Komisyon’un Komşuluk ve Genişleme Komiseri Oliver Varhelyi tarafından yanıt verildi.
25 Şubat tarihinde Kızılyürek, Kıbrıs’ın diğer Avrupa Parlamentosu Üyeleri Yorgos Yorgiu, Dimitris Papadakis, Lefteris Hristoforu, Lukas Furlas ve Kostas Mavridis ile birlikte Kıbrıslı Türklerin en temel insan hakkı olan düşünce ve ifade özgürlüğüne Türkiye tarafından yapılan sistematik saldırıları Avrupa Komisyonu’na taşımıştı.
Kızılyürek 2 Mart tarihinde ise doktor, yazar ve barış aktivisti Okan Dağlı, eski Kıbrıs Türk Lideri Mustafa Akıncı’nın İletişim Koordinatörü Ali Bizden, Araştırmacı/Yazar Dr. Ahmet Cavit An ve Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir’in Türkiye Cumhuriyeti’nin “milli güvenliğine karşı faaliyetlerde” bulunduğu iddiasıyla Türkiye Cumhuriyeti’ne girişine izin verilmemesini Avrupa Birliği’nin gündemine taşımış, Komisyon’un AB yurttaşı olan Kıbrıslı Türklerin AB’ye aday ülke olan Türkiye’ye seyahat özgürlüğünün kısıtlanması konusunda ne gibi adımlar atmayı hedeflediğini ve Kıbrıs Türk toplumunu Türkiye Cumhuriyeti’nin müdahalelerinden korumak için ne gibi önlemler almayı planladığını sormuştu.
Komisyon’a yöneltilen bu iki soruya Komisyon tarafından verilen yanıt şöyle:
“Medya özgürlüğü ve çoğulculuk, Avrupa Birliği’nin temel ilkesidir. Birliğin hem kendi sınırları içinde hem de dış politikasında medya özgürlüğünü ve çoğulculuğunu savunmak ve teşvik etmek için kullandığı araçlar güçlendirilmektedir.
Bir ülkenin, kendi sınırları içerisine yabancı uyrukluların girişlerine izni verip vermemesi kendi ulusal iradesine bağlıdır. Bu nedenledir ki, Komisyon, üçüncü ülkelerin güvenlik kontrollerinin bir parçası olarak yürütülen, bireysel vakaları inceleme yetkisine sahip değildir.
Temmuz 2021’den bu yana Dr. Okan Dağlı, gazeteci Ali Kişmir, Dr. Ahmet Cavit An ve Ali Bizden’in Türkiye’ye girişlerinin reddedildiği Komisyon’un bilgisindedir. Komisyon, Şubat 2022’de Kişmir’e, 2020’de yazdığı bir yazı nedeniyle “güvenlik güçlerine hakaret ve iftira”dan Kıbrıs Türk toplumunda “ceza davası” açılacağının bildirildiğinin de farkındadır. AB Kıbrıs Türk toplumunda ifade özgürlüğünün ve medya çoğulculuğunun baltalanma girişimlerini endişe ile izlemektedir.
Avrupa Birliği Kıbrıs Türk toplumuna yönelik Yardım Programı kapsamında , Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği tarafından yürütülen ‘Daha Güçlü, Özgür, Etik Gazetecilik’ projesini finanse etti. Bu projenin esas amacı, gazetecilerin ve medya kuruluşlarının Kıbrıs Türk toplumunda basın özgürlüğünü ve temel insan haklarını teşvik etmek ve savunuculuk kapasitelerini güçlendirmektir.
AB tarafından finanse edilen “İnsan Hakları Platformu” da şu anda ifade özgürlüğünü temel bir hak olarak izlemektedir. Aynı zamanda medya okuryazarlığı ve etik gazeteciliği AB tarafından finanse edilen hibe çağrısının da öncelikleri arasındadır. Mart 2022’de açılan Hibe çağrısı, insan hakları ve iki toplumlu sivil toplum projelerine güçlü bir vurgu yapmakta ve Kıbrıs’ta sivil topluma destek olmayı amaçlamaktadır (EA 173620).”