Kızılyürek’ten iki lidere açık mektup

Sayın Anastasiadis, Sayın Tatar,

Sayın Ersin Tatar ile Sayın Nikos Anastasiadis’e Açık Mektup

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri,  BM Barış Gücü ile ilgili olarak BM Güvenlik Konseyi’ne sunduğu son İyi Niyet Misyonu Raporun’da, iki lideri bir kez daha özellikle gençler gibi yeterince temsil edilmeyen grupları bir araya getirerek, iki toplum arasında “temas ve işbirliğini” artırmaya teşvik etmeye çağırıyor.

Ayrıca, hatırlatmak isterim ki, 2022 yılı Avrupa Birliği tarafından Avrupa Gençlik Yılı ilan edildi. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, 2021 yılında yaptığı Birliğin Durumu konuşmasında, Birliğin ortak geleceğini şekillendirmede gençlerin öneminin altını çizdi:

“Eğer Birliğimizi gençlerimize göre şekillendireceksek, gençlerin Avrupa’nın geleceğini şekillendirebilmeleri gerekir. Birliğimizin gençlerin bağlanabilecekleri bir ruha ve vizyona ihtiyacı vardır. Jacques Delors’un sorduğu gibi: Eğer genç insanlar onu kolektif bir proje ve kendi geleceklerinin bir vizyonu olarak görmezlerse, Avrupa’yı nasıl inşa edebiliriz ki?”

Sayın Anastasiadis, Sayın Tatar

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri açıkça belirtmiştir ki, “Kıbrıs’ta barışın temellerini atabilmek için, insanların, özellikle de gençlerin etkileşime ve diyaloğa girmesi ve güven inşa etmesi elzemdir.”

Genel Sekreter ortaya bazı fikirler atıp bunlara dikkat çekiyor. Örneğin, ortak sportif faaliyetler ve bu konuyla ilgili ortak bir teknik komitenin kurulmasından söz ediyor. Çok daha fazlası yapılabilir. Toplumlar arası diyalog, ortak kültürel faaliyetler ve ortak konferanslar gibi fikirler hayata geçirilebilir.

Avrupa Gençlik Yılı bu türden etkinlikleri düzenlemek için iyi bir fırsat sunmaktadır. Sizleri, bu fırsatı iyi değerlendirmeye ve iki toplumun gençlerini bir araya getirmeye ve ortak geleceklerini şekillendirmek için onlara imkanlar sunmaya davet ediyorum.

Jacques Delors’u dediğini Kıbrıs’a uyarlayarak söylersek, eğer genç insanlar onu kolektif bir proje ve kendi geleceklerinin bir vizyonu olarak görmezlerse, Kıbrıs’ta barışı nasıl inşa edebiliriz?