Zirvedeki Adamı Zor Günler Bekliyor
Kıbrıs Rum toplumu bugün yedinci cumhurbaşkanını seçiyor. Akşam saat 20.00 sularında seçim sonuçları netlik kazanacak ve gece saat 22.00’de yeni başkanın kimliği Tassos Papadopoulos kapalı spor salonunda resmen açıklanacak. Bu ismin Nikos Anastasiadis olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Seçimin birinci turunda %25 gibi yüksek bir oy oranı yakalayan Yorgos Lillikas’ın ikinci tura kalan adaylardan hiç birini desteklemeyeceğini açıklaması, Lillikas’ı destekleyen EDEK’in de benzer bir tavır takınması, AKEL’in adayı Stavros Malas’ın seçilme umutlarını hepten bertaraf etti. Küçük partilerden Avrupa Partisi Anastasiadis’i desteklerken, Başpiskopos II. Hrisostomos da tercihini DİSİ liderinden yana yaptığını açıkladı. Bu durumda, ilk turda %45.50 oranında oy alan Anastasiadis’in %27 oy alan rakibi Malas karşısında rahat bir seçim kazanması bekleniyor.
Kıbrıs Rum toplumu uzun süren seçim kampanyasını noktalayıp oldukça ağır olan sorunlarına çare aramaya başlarken, Anastasiadis’i bekleyen en büyük sorun Toyka ile varılan ilke anlaşmasını sonlandırarak beklenilen borç paranın bir an önce devletin ve bankaların kasalarına akmasını sağlamaktır. Öyle anlaşılıyor ki, bu sürecin tamamlanması biraz zaman alacak ve geçecek süre içinde maaşların ödenebilmesi için “ara formül” bulunması gerekecek. Anastasiadis’in kısa vadeli kredi alabilmek için bazı finans kuruluşları ile şimdiden temas kurduğu söyleniyor. Ağır ekonomik sorunlarla boğuşmak zorunda olan yeni başkan ilk etapta bütün ağırlığını ekonomik konulara verecek. Anastasiadis sadece mali krediye değil, “zaman kredisine” de ihtiyaç duyuyor. Bu yüzden Kıbrıs müzakerelerine başlamak için 3 aydan 6 aya kadar bir süreye ihtiyacı olduğunu söylüyor. Demek ki, Kıbrıs Sorununda bir hareketlenme olması için yaz aylarını beklemek gerekecek.
2013 Seçimlerinin sonuçları Kıbrıs Rum toplumunda siyaset sahnesinde taşları yerinden oynatacağa benziyor. İkinci tura kalmayı başarmasa da seçimin “gizli galibi” Yorgos Lillikas sayılıyor. Resmen sadece EDEK’in desteği ile seçime giren ve %25 oranında oy alan Lillikas kayda değer bir başarı elde etti. Lillikas böylesi yüksek bir oy oranına ulaştıktan sonra hiç kimse ondan “evine gitmesini” bekleyemez. Kendisi de yaptığı açıklamalarda “bugün tarih yazdık, bu bir başlangıçtır” demişti. Açıkçası Lillikas “Ret Cephesini” yeni bir oluşum etrafında toparlayarak birleştirmek istiyor. Kıbrıs Rum siyasetindeki “liderlik kavgalarını” bilenler bunun hiç de kolay olmadığını tahmin edebilirler. Kimin parti başkanı olacağı, nasıl bir siyaset izleneceğinden daha önemlidir. Bu yüzden ortak bir parti kurmak belki mümkün olmayacaktır ama farklı oluşumların bir arada yer alacağı bir tür “Ret Cephesi Koalisyonu” kurmak imkansız değildir. Bunun için gerekli ortak payda mevcuttur. Ret Cephesi kendisini “Kıbrıs’ı kötü bir çözümden koruyan” direniş hareketi olarak algılıyor. Nitekim Lillikas taraftarlarına “kötü çözüm ve Troykaya karşı direniş” çağrısı yaptı. Parsayı kaptırma endişesiyle Lillikas’tan geri kalmak istemeyen EDEK de benzer açıklamalar yapıyor. Açıkçası, Anastasiadis’in Kıbrıs Sorununun çözümüne yönelik adımlar atmasını engellemek için “ Ret Cephesi Koalisyonu” kurulabilir.
AKEL her ne kadar desteklediği adayın ikinci tura kalmasından mutlu olmuşsa da adayının %2’den daha az bir oy oranıyla Lillikas’ın önüne geçmesi ve partinin %5 oranında kan kaybına uğraması parti içi tartışmalara yol açabilir. AKEL yenilenip sosyalist bir çizgiye oturacak mı, yoksa Sovyetler Birliği nostaljisi içinde ulu orta “komünist” olduğunu söylemekten haz duyan siyasetçilerin partisi olmaya devam mı edecek? Bu sorunun yanıtı bilinmez ama AKEL’in Anastasiadis’e karşı çok sert muhalefet yapacağı kesindir. Belki de, yenilenme konusundaki iradesizliğini örtmek ve partinin birliğini ve dirliğini korumak için Anastasiadis’e beklenilenin de ötesin sert eleştiriler yapılacaktır. Nitekim seçim kampanyasında verilen mesajlar bu yöndeydi. AKEL’in Anastasiadis’in sadece “neo-liberal” ekonomi politikalarına karşı değil, Kıbrıs Sorununda da Ret Cephesinin söylemine yakın bir söylemle muhalefet edeceğini tahmin ediyorum. AKEL, kötü bir şeymiş gibi, daha şimdiden “Türklerin Anastasiadis’in seçimi kazanmasını istediklerini” söyleyip duruyor. Bu da partinin öz eleştirel bir sürece doğru değil, Ret Cephesine doğru yol aldığını gösteriyor. Bugüne kadar seçilen yedi cumhurbaşkanının beşinin seçilmesinde etkin rol oynayan AKEL, ilk defa Glafkos Kliridis’e, şimdi de Anastasiadis’e yenildi. Kliridis karşısında seçimi kaybettikten sonra Ret Cephesine yaklaşarak Tassos Papadopoullos’u iktidara taşıdı ve yakın Kıbrıs tarihinin en yanlış tercihini yaptı. Şimdi, yeniden aynı istikamete doğru sürüklenerek Anastasiadis iktidardan gitsin diye Ret Cephesine yaklaşırsa, Kıbrıs Sorununun çözümü konusunda son derece olumsuz bir rol oynayacak ve tamiri imkansız bir hata yapacak.
Seçimden sonra Nikos Anastasiadis’in kendi partisinde de değişiklikler olacaktır. Öncelikle DİSİ’ye yeni bir başkan aranacak. Pragmatist milliyetçilerle dogmatik milliyetçilerin bir koalisyonu olan DİSİ’yi Glafkos Kliridis ve Nikos Anastasiadis’ten sonra kimin yöneteceği oldukça önemlidir. DİSİ’de federal çözüm karşıtı kesimlerin ağırlığının artacağı bir oluşum gerçekleşirse, Anastasiadis kendi partisinden de aradığı desteği bulmayabilir.
Tablo bu! Böyle bir tablo karşısında “şeytan tüyüne” sahip olduğunu herkesin kabul ettiği Nikos Anastasiadis’in nasıl manevralar yapacağı merak ediliyor. Göreceğiz…
Kaynak: Zirvedeki Adamı Zor Günler Bekliyor – Niyazi Kızılyürek