Kızılyürek : Avrupa Birliği, Osman Kavala’nın serbest bırakılması ile ilgili ne yapıyor ?
Avrupa Parlamentosu Üyesi Niyazi Kızılyürek’in Avrupa Komisyonu’na yönlendirdiği ‘Osman Kavala’nın serbest bırakılması ile ilgili ne yapıyorsunuz ?’ yazılı sorusuna cevabında, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Federica Mogherini, Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılması ve tutuksuz yargılanması çağrısını yineledi ve yargılanma öncesi gözaltı süresinin uzamasının davalının suçu ispatlanana kadar masum olması ilkesini ve adil yargı süreci hakkını bertaraf edici olduğunu hatırlattı.
AP üyesi Niyazi Kızılyürek Avrupa Komsiyonu’na 12 Eylül tarihinde yönlendirdiği sorusunda 18 Ekim 2017 tarihinden beri hakında herhangi bir yargı kararı olmaksızın tutuklu bulunan barış ve insan hakları savunucusu Osman Kavala’nın serbest bırakılması için Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatović’nin Kasım 2018’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde girişim yapacağı açıklamasını hatırlatarak, Avrupa Komisyonu’nun Kavala’nın serbest bırakılmasına yönelik ne gibi girişimler yapmayı planladığını sormuştu.
Mogherini’nin yazılı cevabının tam metni şu şekilde;
‘Osman Kavala’nın da aralarında bulunduğu 16 Sivil Toplum Temsilcisinin 2013 Gezi Parkı gösterilerine katılmalarına karşı açılan davanın ilk duruşmasına katılan AB, yakın AB-Türkiye ilişkileri savunucusu Osman Kavala’nın davasını yakından takip etmeye devam etmektedir.
Kavala gözaltına alındığından beri, AB davanın hızlı bir şekilde sonuçlandırılması için ısrarlı çağrılarda bulunmuştur. Son yıllık raporunda Avrupa Komisyonu, Kavala Davasını Türkiye’de daralan kamusal alan ve sivil toplum örgütlerinin nasıl bir belirsizlik içinde faaliyet göstermeye çalıştıklarına bir örnek olarak kullanmıştır. Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamı yönündeki mahkeme kararına karşı Avrupa Birliği, Kavala’nın derhal serbest bırakılması ve tutuksuz yargılanması çağrısını yineler ve yargılanma öncesi gözaltı süresinin masumiyet karinesi ve adil yargı süreci hakkını bertaraf edici olduğunu hatırlatır.
AB bu davayı ve gazetecilere, milletvekillerine, insan hakları savunucularına, hukukçulara ve akademisyenlere karşı açılan diğer davaları yakından ve en yüksek titizlik derecesinde takip etmeye devam edecektir. AB-Türkiye ikili ilişkilerinin gelişmesi için temel özgürlükler ve hukukun üstünlüğü, masumiyet karinesi ve buna dayalı hukuki süreci de kapsayan bağımsız yargı konusunda somut ve kalıcı ilerlemeler gerekliliği devam etmektedir.’