Kızılyürek: Avrupa Parlamentosu’nda Kıbrıs’ta birleşmeyi ve iki toplumun barış içerisinde birlikte yaşamasını isteyen Federalist bir Avrupalı olarak yer alıyorum
26 Mayıs 2019’da, tarihte ilk kez Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar ortak bir siyasi başarıya imza atarak Araştırmacı, Akademisyen Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek’i Avrupa Parlamentosu’na seçmiş, Prof. Kızılyürek ilk Kıbrıslı Türk Avrupa Parlamentosu Üyesi olarak tarihe geçmişti. AP Üyesi Kızılyürek Avrupa Parlamentosu’na seçilmesinin birinci yılı nedeni ile yaptığı yazılı açıklamada; iki toplumu birbirine yakınlaştırmak, AB’yi Kıbrıslı Türklere, Kıbrıslı Türkleri AB’ye yakınlaştırmak ve İnsan Hakları, Demokrasi ve Adalet mücadelesi vermek olarak belirlediği üç öncelik altında bugüne dek yaptığı çalışmaları anlattı. Avrupa Parlamentosu Üyesi Niyazi Kızılyürek Avrupa Parlamentosu’nda Kıbrıs’ta birleşmeyi ve iki toplumun barış içerisinde birlikte yaşamasını isteyen Federalist bir Avrupalı olarak yer aldığını, AP’de İnsan Hakları, Demokrasi, Eşitlik ve Adalet mücadelesi vermeye devam edeceğini vurguladı.
Açıklamasında, Eylül 2019 itibari ile Brüksel’de aktif göreve başladığını belirten Kızılyürek, ilk iş olarak Türkçe’nin Avrupa dili olması yönünde çalışmalar başlattığını anlattı. Avrupa Parlamentosu’ndaki ilk konuşmasında konuyu gündeme ‘Benim ana dilim Türkçe, milletvekili olduğum Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki resmi dilinden biri, ancak size bu dilde hitap edemiyorum, çünkü Türkçe Birliğin resmi dili değil’ sözleri ile taşıdığını belirten AP üyesi Kızılyürek, Avrupa Komisyonu ve AB Konseyi’ne AB yurttaşı olan Kıbrıslı Türklerin anadili ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin resmi dili olan Türkçe’nin AB resmi dili olması için soru önergeleri verdiğini belirtti.
11 Ekim tarihinde kuzey Lefkoşa’da açtığı ofisin Kıbrıslı Türklerin Avrupa’daki görünürlüğünü artırdığını belirten Kızılyürek, Kıbrıs’ın AB üyesi olduğu 2004 tarihinden bu yana geçen 15 yıl içerisinde Kıbrıs’ın kuzey kesimine geçen Avrupa Parlamenteri sayılı iken kuzeyde bir Parlamenterin ofisinin bulunmasının Kıbrıslı Türkler için nasıl yeni bir mücadele alanı yarattığını şu sözlerle açıklamıştır: “Kuzeydeki ofisimin Avrupa Birliği Kurumları tarafından Kıbrıslı Türkler ile irtibat kurmak amacı ile kullanılmak istenmesi Kıbrıslı Türkler ile AB’yi yakınlaştırmak misyonum açısından özellikle sevindiricidir. Bu bağlamda oldukça önemli bir kurum olan Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Başkanı’nın Kıbrıslı Türk ortakları ile kuzeydeki ofisimde bir araya gelmesinin ardından, Avrupa Komisyonu’nun düzenlediği bir çalışma gezisi kapsamında kuzey ve Brüksel ofislerim aracılığı ile Avrupa Parlamentosu’nda Birleşik Sol Grup Başkanı Martin Schirdewan ile Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum Sivil Toplum Örgütü temsilcisini bir araya getirdim. 20 Mart tarihinde ise Martin Schirdewan ve beraberindeki Avrupa Parlamenterler heyeti kuzey ofisimde Kıbrıslı Türkler ile bir araya gelecekti ancak COVID-19 Pandemisi nedeniyle toplantıyı ileriki bir tarihe ertelenmek zorunda kaldık”.
Avrupa Parlamentosu Üyesi Kızılyürek ayrıca, COVID-19 Pandemisi nedeniyle ortaya çıkan ekonomik daralma ile mücadele edebilmek için Avrupa Birliği’nden Kıbrıslı Türklere yönelik bir yardım paketi hazırlanması yönündeki girişimleri ile ilgili de bilgi verdi; “Avrupa Komisyonu’na derhal ivedi bir soru önergesi yönelttim ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e bir mektup yazarak Kıbrıs Türk ekonomisinin durumunu ortaya koydum. AB müktesebatının kuzeyde askıda olması nedeniyle AB yurttaşı olan Kıbrıslı Türklerin Avrupa Birliği fonlarından direk olarak faydalanamadıklarını hatırlattım. Durumun acil olduğunu, Avrupa Komisyonu’nun acil bir ekonomik ve sosyal yardım paketi hazırlamasının Kıbrıslı Türklerin bu zor günleri atlatabilmesi için elzem olduğunu anlattım. Bir yandan bu yönde Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi üyelerinden siyasi destek sağlamaya giriştim, bir yandan da Avrupa Komisyonu yetkilileri ile bu yardımın en hızlı ve en verimli şekilde nasıl uygulamaya girebileceğini tartışmaya başladım. Acil durum ekonomik destek paketi böylelikle şekillendi ve Avrupa Komisyonu tarafından 13 Mayıs tarihinde açıklandı. Bu süreç görünmezliğimizin en fazla göründüğü yerde, bu yönde mücadele veren bir Avrupa Parlamenterinin ne derece ciddiye alındığını ve bu mücadele alanının önemini ortaya koydu.
Avrupa Birliği’nin, Kıbrıs Türk toplumunun kimliği ve onuru ile var olabilmesi ve Avrupa Birliği’ne entegre edilmesi için acil önlemler alması gerektiği görüşündeyim. Bu görüşüm 14 Aralık Cumartesi günü Lefkoşa’da 8 tane sivil toplum örgütü ile birlikte düzenlediğimiz ‘Kıbrıslı Türkler Nereye’ isimli Konferans’ta 100’ün üzerinde katılımcı ve 15 fikir ve bilim insanı tarafından da özellikle vurgulandı. Kıbrıslı Türklerin ekonomik, siyasi ve kültürel boyutlardaki gerçeklerini tartıştığımız konferansın Sonuç Bildirgesini Türkçe ve Yunanca dillerinde Avrupa Parlamentosu’na taşıdım ve bu gerçeği Avrupa Birliği Kurumlarının sürekli gündemlerinde tutma niyetindeyim.”